“Kendilerine Apaçık Deliller Geldikten Sonra Parçalanıp Ayrılığa Düşenler Gibi Olmayınız”
Muharrem ayı, Rabbimizin
rahmetine mazhar olmuş müstesna bir zaman dilimidir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)
“Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur” buyurarak bu ayın manevi bereketine işaret etmiştir.
Muharrem ayının tarihimizde ve
kültürümüzde ayrı bir yeri vardır. Muharrem ayı, âşûrâ ayıdır. "Âşûrâ Aşı" birlik ve beraberliğimizin, paylaşma ve dayanışmamızın simgesidir.
Muharrem birçok lütuf ve faziletlerin yaşandığı ay olduğu gibi aynı zamanda Müslümanları hüzne boğan Kerbelâ hadisesininde yaşandığı aydır.
Bizler aynı acıların bir daha yaşanmaması için Kerbelâ’yı ibret nazarıyla okumaya ve ondan dersler çıkarmaya mecburuz.
Kerbelâ’dan çıkaracağımız ders, onu ayrılık ve gayrılığa değil, tevhide ve kardeşliğe vesile kılmak, Yüce Rabbimizin “Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayınız” emrine kulak verip sımsıkı kenetlenmektir. Fitneye, fesada ve tefrikaya karşı vahdete sarılmak, kardeşliğimize kastedenlere fırsat vermemektir. Hz. Hüseyin Efendimiz ve arkadaşlarının uğruna can verdikleri yolun Peygamber Efendimizin yolu olduğunu bilmektir. Allah’ın farzlarına riayet etmektir. İslam’ın şartlarını, emir ve nehiylerini doğru anlayıp yaşamaktır. Dünyanın aldatıcılığına kanmamak, daima Hakkın hoşnutluğunu aramaktır. Haksızlık ve zulüm karşısında dimdik durmak, gerektiğinde Allah yolunda şehadete koşmaktır.
Allah yolunda şehadete koşan Hüseyin Efendimiz ve bütün şehitlerimize rahmet diliyoruz.